24 Ocak 2015 Cumartesi

Konuk Olduğum Yapımlar #1

Merhaba arkadaşlar. Ünüm dünya çapında gittikçe artıyor, telefonlarım susmuyor, her televizyon kanalından en az 2 farklı sunucu programına katılmam için teklif veriyor. Fakat biliyorsunuz ki sosyal fobim olduğundan elimden geldiğince az dışarı çıkıyor ve sosyal etkinliklerde boy gösteriyorum bu yüzden de birçok teklifi geri çevirmek zorunda kalıyorum. Tabi bazen öyle cazip teklifler geliyor ki reddedemiyorum. İşte Andy Samberg de böyle bir teklifle geldi ve Brooklyn Nine-Nine dizisine konuk oldum.

Özellikle karakterlerin sosyal medyada beni takip etmek için ajandalarında yer açmaları ve buna "kavun zamanı" demeleri beni çok sevindirdi. Hafta sonu tüm gün hesaplarımı takip ettikten sonra her iş günü 12.00-13.00 arasında öğle yemeklerini yerken tivitlerimden ve yazılarımdan bahsediyorlarmış. Böyle sıkı bir ekibin yemek zamanlarında hep benden bahsetmesi beni ne kadar duygulandırdı sizlere anlatamam...


Daha sonra The Lonely Island grubu ve dizi oyuncuları hep beraber benim için yazdıkları şarkıyı söylediler. Son derece komik olan bu şarkının sizlerle sadece başını paylaşacağım ki sürprizi bozulmasın :)(: 



Ve işte beni yine duygulandıran bir başka an. Görevde olan arkadaşını öğle yemeği sohbeti için çağıran bir dedektife denk geldiğimde yaşadığım gurur ve mutluluğu sizlere anlatamam değerli takipçilerim...

20 Ocak 2015 Salı

Big Hero 6: Yıl Oldu 2015 Robotlar Nerede?

hiro ve muhteşem baymax

Merhaba bugün Big Hero 6 isimli tatlış animasyonu izledim ve bence hepiniz seversiniz çünkü Marvel&Disney ortak yapımı. Süper kahraman manyaklarıyla, disney animasyonu aşıklarını bir potada eriten bu güzel animasyon aynı zamanda robot severlere de kucak açıyor. Şahsen ben süper kahramanları da, disney animasyonlarını da, robotları da sevdiğim için izlerken çok keyif aldım.

ana karakterimiz hiro

Filmin ana karakteri 13 yaşında liseyi bitirmiş çok zeki çocuğumuz Hiro. Evet Hiro. İsim konusunda adeta bir avatar wan olan Hiro'nun yine çok zeki abisi Tadashi tarafından üniversite ortamına sokulması ve sonradan Big Hero 6 takımını oluşturacak Fred, Go Go, Wasabi ve Honey Limon'la tanıştırılmasıyla başlayan filmimizde çok hızlı bir şekilde kahraman oluyorlar. Açıkçası burada biraz rahatsız oldum çünkü 15-20 dakika falan geçmişti ki ana karakterin çok sevdiği birini kaybetmesi, bir komplonun içine düşmesi gibi klişelerimiz başladı.

big hero 6 olmadan önce

big hero 6 olduktan sonra

Ama olsundu bu bir çizgi filmdi diyerek izlemeye devam ettim ve iyi ki etmişim çünkü oradan sonra bayağı bir topluyor. Ayrıca Marvel filmlerinden alışık olduğunuz Stan Lee Nerede? oyununu burada da oynayabiliyorsunuz arkadaşlar, haberiniz olsun.

keşke bana da sarılsa :(

Fakat bence filmin en güzel yani keşke robotlar gerçek olsa da Baymax gibi bir arkadaşım olsa dedirtmesiydi. Çünkü kendisi robotların Appa'sı sayılabilir.

:(

19 Ocak 2015 Pazartesi

Kitaplar Çok Güzel

Merhaba bu yazımda sizlere "ıyyy bestseller olmuş kitap mı okuyosun onların pek edebi değeri yok hiç sevmem" diyen öğretmenlerinizi ve arkadaşlarınızı neden dövmeniz gerektiğine dair güzel bir örnek vereceğim: Kralkatili Güncesi.

Canım idefix iyi ki indirim yaptı da bu muhteşem seriyi de sepetime ekledim. hmm şimdi konusu ne diyeceksiniz ben de biraz saçmalayacağım çünkü bu dünyada spordan sonra en başarısız olduğum konu spoiler vermeden bir şey anlatmaktır.


Neyse konuya geçeyim: Baş karakterimiz Kvothe isimli çok zeki ve yetenekli bir çocuk. Sanırım fotografik hafızası var. Kendisi bir Edema Ruh. Ne oluyor bu edema ruh derseniz hemen açıklıyorum bekleyin: kumpanyacılar. Böyle gezgin bir sirk gibi tiyatrolar sahneleyip, şarkılar söylüyorlar, yerel halkı eğlendirip gidiyorlar. Dünya tatlısı olan bu insanlar tabi ki salak halk tarafından pek sevilmiyor. Yazık cidden.

Gerçi serinin en güzel kısımlarından birisi de Kvothe bebişin müzisyen olması keşke ben de yetenekli bir insan olsaydım:<

Auri 

Simmon

Kitapta en sevdiğim karakterler Auri, Devi, Sim ve Elodin oldu. Auri adeta bu serinin Luna Lovegood'u. Devi ise dünyanın en güzel kadın karakterlerinden birisi <3 Sim ise dünya iyisi bir karakter. Elodin'se çılgın profesör kontenjanından sevdiğim karakterler listesine girmeyi başarıyor.

Devi <33

oOoOo Elodin Hoca

Aslında bu yazıyı yazma sebebim kitapta beğendiğim sözleri yazmaktı çünkü harika yerler var. Patrick Rothfuss beye helal olsun keşke benim çocukluğum da karlı geçen sert wisconsin kışlarında kitap okuyarak geçseydi...

"Öyle birini, yani size sarıldığı zaman hiç düşünmeksizin gözlerinizi dünyaya kapayabileceğiniz bir kişiyi bulabilirseniz, kendinizi şanslı sayın. Sadece bir günlüğüne, hatta bir dakikalığına olsa bile."
oooo hemen de romantik alıntıyla başlamışsın seni çakal dediğinizi duyar gibiyim ayıp oluyor.

"Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu belirtir.
Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur. 
İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. Zaman tüm yaraları iyileştirir sözü yanlıştır. Geri kalanlar bu kapının ardında saklanır. 
Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir. 
Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir."
yaaa demek ki haklıymışım di mi güzel yerler var derken

"Ama biz insanlar alışkanlıklarımıza bağlıyızdır. Kendimiz için kazdığımız çukurlarda kalmak kolayımıza gelir."
ayıp ediyorsun kvothe

"Bira aklı mayıştırır, likör mideyi yatıştırır ama kalbi en iyi şarap yatıştırır."
jahdfbasbdskja bunu demesi çok eğlenceli diye yazdım umarım bir gün birine söyleme şansım olur

"Evet, kusurluydu. Fakat gönül meselelerinde bunun ne önemi var? Biz insanlar bir şeyi sevdik mi severiz. Hatta mantıksız sevgi pek çok açıdan gerçek sevgidir. Sevmek için bir sebep oldu mu herkes sevebilir. Böyle bir şey cebinize bir peni koymanız kadar kolaydır. Ama bir sebep olmadan sevmek. Kusurları bilip onları da sevmek... İşte bu nadir, saf ve mükemmel bir sevgidir."
şş burada bambaşka bir şeyden bahsediliyor

"Teccam iki tür sır olduğunu söyler. Ağız sırları ve yürek sırları.  
Çoğu sır ağız sırrırdır. Paylaşılan dedikodular ve fısıldanan küçük skandallar gibi. Bu sırlar dünyaya salınmak için can atmaktadır. Bir ağız sırrı, çizmenin içine kaçmış bir taş gibidir. İlk başta onun farkında bile olmazsınız. Ama daha sonra rahatsız edici ve en sonunda katlanılmaz hale gelir. Ağız sırları tutuldukça büyürler, dudaklarınıza baskı yapana dek şişerler. Serbest kalmak için didinirler.
Yürek sırları farklıdır. Bunlar mahrem ve ıstırap vericidir. Tek istediğiniz onları dünyadan saklamaktır. Ağzınızda şişip dudaklarınıza baskı yapmazlar. Yürekte yaşarlar ve saklandıkça ağırlaşırlar.
Teccam ağız dolusu zehrin bile bir yürek sırrından daha iyi olduğunu iddia eder. Bir budalanın bile ağzındaki zehri tükürebildiğini, ama bizlerin bu ıstırap verici hazineleri sakladığımızı söyler. Onları her gün biraz daha yutkunarak içimizde daha da derine inmeye zorlarız. Orada otururlar, ağırlaşırlar, çürürler. Yeterince zaman geçerse kendilerini saklayan yüreği ezerler."
okurken wow dediniz biliyorum

"Yüz kilometre yürümeyen hiçbir insana cesur denemez. Kim olduğunla ilgili hakikati öğrenmek istiyorsan adını bilen kimse kalmayana dek yürü. Seyahat büyük bir eşitleyici ve öğretmendir. İlaç kadar acı, ayna camı kadar zalimdir. Uzun bir yol sana kendini yüz yıl boyunca düşünmekten daha iyi anlatır."
şşş yürümek ne kvothe yavrum otobüs diye bir şey var yazık

Evet umarım bu seriye başlar ve beğenirsiniz çünkü çok güzel ve aslında iki üç gavat dışında TÜM karakterleri çok hoş, hepsini seviyorsunuz ya da ben pek yüce gönüllü bir insan olduğum için herkesi sevdim.

18 Ocak 2015 Pazar

Whiplash: Acı Yok Rockyyy Acı Yok

Merhaba spoilerla dolu bir yazı olacak filmi izlemediyseniz okumayın ama filmi izleyin klasik 7/10 puanlı filmlerden yazmak üzereydim ki imdb puanına baktım 8.7 imiş insanlar ne abartmış o puan düşer bence.

ceketimi unutmuşum hjasbdkas

mısıra kuru üzüm koymak :(

hiç kız yok

çocuğun eli kanadı bu ne hırs

zaa turuncu çocuk geldi

Öncelikle bunlar filmi izlerken aklıma gelip yazdıklarım. burada dursunlar istedim çünkü neden olmasın?


meheh filmi az önce izledim ve açıkçası pek hoşuma gitmedi çünkü hayallerinin peşinden gitmekle takıntılı olmak arasında fark var. Gerçi, belki de doğru yol budur mesela sylvester stallone'un rockyi yapma aşaması film olsaydı izlerken "e o kadar sevdiği köpeğini ne olacağı bile belli olmayan film projesi için mi sattı hırstan gözü dönmüş püüüüh" diyecektik. Bence diyenler olurdu hatta ben kesin derdim çünkü köpekleri çok severim sanırım başarılı olacağıma emin olmadan köpeğimi hayatta satmazdım işte bu yüzden başarılı olamıyorum!!!


Her neyse hayatımın hiçbir kısmında hırslı ve tuttuğunu koparan bir insan olmadığım için bu tür şeyleri anlamıyorumdur belki ama çocuğun bu kadar inat etmesi bana biraz saçma geldi. Tamam anladık hayalin ama ellerin kanayana kadar/kanarken/kanadıktan sonra bateriyi çalmakta neden bu kadar ısrar ettin? Bıraksaydın da ellerin biraz dinlenseydi sen de dikkatini başka bir yere verseydin hmm mesela sevgilinle buluşsaydın? Aa pardon tabi gavat hocanın sözlerini dikkate alıp kızcağızdan soğudun. Neymiş efendim en temiz ayrılık buymuş hahaha çok temiz oldu gerçekten bravo gerizekalı.

kız da pek sevimliydi

bravo gavat iyi bok yedin

Bir de herkesi eğitirken aynı yolu deneyen gavat hocaya değinmek istiyorum. HER KUŞUN ETİ YENMEZ diye bir söz vardır bilir misin? Keşke bilsen. Neden her öğrenciye aynı davranıyosun be adam? Belki biri diğerlerinden daha duygusal/ depresif/ üzgün/ baskıyı kaldıramayan yapıda. Adam gitse kendini öldürse napacaksın? Oturur ağlardın yine taburede değil mi...


Neyse işte yetenekli ve hayalleri olan, hayalleri için her şeyi yapmayı göze almış hırslı öğrenci ile aksi ama babacan öğretmen klişesinin hırslı genç kısmını alıp bu hocası orospu çocuğu olsa ne olurdu acaba denerek yazılmış bir senaryoya sahip bu film. İzlerken "keşke müziğe yeteneğim olsaydı" dediğim oldu tabi ki konusu müzik olan bir film böyle dedirtmeseydi baya saçma olurdu zaten. Orkestra ne zaman bir şarkıyı çalmaya başlasa "hığaaa çok güzel" dediğim hoş bir filmdi ama o kadar da abartılacak işte müziğin dünyası diyeceğiniz bir film KESİNLİKLE değil. Ama filmin ucunun açık olması çok hoşuma gitti. Gavat gencimiz başarıya ulaşıp en iyi olacak mı? Kızın gönlünü alabilecek mi? Yoksa sahneden indikten sonra kafasına avize düşmesi sonucu ölecek mi? Bunların hepsi bizim hayal gücümüze kalmış.

Ve benim filmden çıkardığım mesaj-------> "iyi güzel hırslı olun da psikopatlaşmayın" oldu. Niye böyle oldu ben yanlış mı izledim filmi jhsafknldsnm

Eğer keşke müzisyen olsam diyor,müzisyenlerin hayatı nasıl diye merak ediyor ve güzel şarkılar, iyi oyunculuklar ve daha da güzel bir senaryo istiyorsanız size hbo yapımı Treme isimli diziyi önerebilirim. Referans olması açısından da yapımcılarının the wire'ın yapımcıları olduğunu söyleyeyim ve yazıyı açılış müziğiyle bitireyim.

14 Ocak 2015 Çarşamba

                     Merhaba ikibinonbeşin ilk yazısında sizlere güzel bir haber vereyim dedim.


Biliyorum ki yurt içinde ve dışında binlerce insan bu haberi sevinçle karşıladı hatta sevinçten sarhoş olan, kutlamayı abartan yüzlerce insan gazetelerin manşetine çıktı.


Fakat benim favorim ellerinde meşalelerle toplanan bu grup oldu. Sevincinizi paylaşıyorum...

Malesef etklinliğimize artık Movie Monday değil de Movie Friday diyeceğiz çünkü hafta içi okul var, insanlar yorgun oluyor vs. diyerek cuma gününe aldık. Hem mübarek gün bence iyi oldu.

Eğer Movie Friday'den daha iyi bir isim öneriniz ya da bu cuma bizimle izlemek istediğiniz bir film varsa yorum/menşın atabilirsiniz. Siz kimsiniz derseniz ben, en yakın arkadaşım sebastiyan ve geri kalan herkesiz derim.

İyi akşamlar.

Evet kardeşim geri dönüyoruz artık sormayın.