18 Aralık 2016 Pazar

Pazar 6lısı: 2017de Okumayı Planladığınız 6 Kitap

Hiç düzenli bir insan olmasam da elimden geldiğince Eslem'in etkinliklerine katılmaya çalışıyorum. 2017 gollerimden birisi de bloggerı daha aktif kullanmak olacak sanırım.

1. Perdido Sokağı İstasyonu

Steampunk temalı olduğu için hep merak ettiğim bir kitaptı umarım okuyabilirim. 

2. The Song of Achilles

Kitap kulübünde seçtiğimiz bir kitaptı fakat bir türlü okuyamadım. Konusu ilginç ve goodreadste okuyan tüm arkadaşlarım beş yıldız vermiş. İnsan gerçekten merak ediyor.

3. Red Seas Under Red Skies

İlk kitabını bu kadar beğendikten sonra Locke Lamora'nın maceralarına devam etmesem olmazdı. 

4. Mahşer 

Stephen King'in aşırı uzun ve çok övülen bu kitabını 2017nin yazında okumayı planlıyorum. 1153 sayfa kitabı kaç günde bitirebileceğim acaba? Bence bir ayda anca bitiririm.

5. Ben Robot

Bir bilimkurgu klasiği olan bu kitabı hala okumadığım için biraz suçlu hissediyorum açıkçası. Sadece filmini izlemekle olmuyor bu işler.

6. Watchmen

Her ne kadar kitap olmasa da herkesin çok övdüğü bu grafik romanı 2017de kesinlikle okumayı düşünüyorum o yüzden buraya eklemekte bir sakınca görmüyorum.

11 Aralık 2016 Pazar

Skam Etkisinden Çıkamayanlara Amme Hizmeti

Tavsiyeme uyup Skam'ın tüm bölümlerini izlediniz ve diziyi bitirince kendinizi boşlukta mı hissettiniz? Kendinizi kaptıracak başka dizi mi arıyorsunuz? Merak etmeyin sizlere dizi önermeye geldim.
  • Skam'da liselilerin içip içip sevişmesi mi ilginiz çekti? İşte size önereceğim diziler; Skins, Awkward, Suburgatory, Gossip Girl, Misfits.
  • Skam'ı Isak ve Even için mi izliyorsunuz? Buyrun aradığınız diziler; Eyewitness, Yuri on Ice, Sense8, How to Get Away With Murder.
  • Skam'da en çok beğendiğiniz şey kızların birbirinin arkasını kollaması mı oldu? Buyrun size beğenebileceğiniz diziler; Orphan Black, Stranger Things, Modern Family.
  • Skam'ı izleyince İskandinavya kültürüne aşık oldum bana Nordik Simit'in önereceği tarzda diziler öner mi diyorsunuz? Tamam onu da yapacağım. Bron/Broen, Forbrydelsen, Eyewitness (Norveç yapımı olanı) 
Not: Bu listeyi bol bol güncellerim gibime geliyor eğer siz de dizi önermek isterseniz yorum yapabilir, twitterdan menşın atabilir ya da buradan yazabilirsiniz. 

1 Ekim 2016 Cumartesi

Wouldn't you like to see something strange?

Merhabalar dün gece uyumadan önce düşündüm de neden koca bir ekim ayını halloween temalı dizilere, filmlere ve kitaplara ayırmıyorum??? Ve hemen kendime bir liste hazırlamaya başladım. Hem kendim unutmayayım hem de gören olursa faydalansın diye bilogda paylaşmaya karar verdim, iyi yapmış mıyım???

İşte halloweende izlenebilecek birtakım filmler.


1. Night of the Living Dead (1968) 

"They're coming to get you, barbara" repliğiyle ünlü harika bir zombi filmi.



2. The Exorcist (1973)

Daha ilk anında insanı şaşırtmayı başaran, kimilerince gelmiş geçmiş en iyi korku filmi diye adlandırılan bir film. Ayrıca türk yapımını da izleyebilirsiniz :d

3. Süt Kardeşler (1976)

Gülyabanisiyle akıllarımıza kazınan en harika türk filmlerinden birisi.

4. Halloween (1978)

Açıklamaya gerek yok bence adından belli.

5. The Evil Dead (1981)

Bir başka zombi filmi bir başka şaheser.

6. The Monster Squad (1987)

Canavar sevdalısı gençlerin kasabalarını Drakula'dan korumaya çalışmalarını anlatan eğlenceli bir aile filmi.

7. Beetlejuice (1988)

Beetlejuice. Beetlejuice. Beetlejuice.


8. The Addams Family (1991)

Kendini çok değişik ve alternatif sanan binlerce insan tarafından gifleri paylaşılsa da film hakkında önyargılı olmayın lütfen. İnsanın içini ısıtan, sımsıcak bir aile filmi.


9. The Nightmare Before Christmas (1993)

Sadece "this is halloween" şarkısı için bile izlenir.


10. The Crow (1994)

Öldürülen bir adamın intikamını almak için geri dönmesini anlatan bu film Brandon Lee'ye olanlar yüzünden ne zaman aklıma gelse beni üzer :/

11. Scream (1996)

Favori korku filmimi araya sıkıştırmak istedim.

12. Sleepy Hollow (1999)

Listedeki 3. tim burton filmi olduğu için özür diliyorum herkesten.


13. When Good Ghouls Go bad (2001)

Bu filmi izlemediğim için bir yorumda bulunamayacağım fakat Doc oynadığına göre güzeldir diye düşünüyorum.

İyi de ben dizi izlemek istiyorum mu diyorsunuz? Merak etmeyin o da var.


1. The Twilight Zone (1959-1964)

Her bölümünde farklı bir hikayenin anlatıldığı korku/gerilim dizisi.


2. The Addams Family (1964)

60lı yılların Modern Family'si.


3. Scooby Doo, Where Are You (1969-1970)

Bu dünyada korkmamız gereken tek şeyin gözünü para bürümüş insanlar olduğunu anlatan harika bir çizgi dizi.


4. Twin Peaks (1990-1991)

Katil kim temalı bir David Lynch dizisi.


5. The X-Files (1993-2002/2016)

Uzaylılar, gizemli olaylar, gerçekleri halktan saklayan insanlar ve dünyanın en güzel jeneriğine sahip bu diziyi izlememeniz beni ne kadar üzüyor anlatamam.


6. Buffy the Vampire Slayer (1997-2003)

Vampir avcısı olan liseli Buffy'nin maceraları.


7. Supernatural (2005- )

Sonsuza kadar sürecek olan bu dizinin ilk sezonları gerçekten çok güzeldi. İzlemeyen kaldıysa ilk 5 sezonunu öneririm.


8. True Blood (2008-2014 )

Vampirler ve her türlü ahlaksızlığı barındıran bu diziyi ailenizle izleyemezsiniz.



9.  American Horror Story (2011- )

Bu diziyi sizlere önermemin tek sebebi ilk sezondaki güzel halloween bölümleri ve ikinci sezonunun muhteşemliği. Tekinsiz bir akıl hastahanesini, uzaylıları, seri katilleri, içine şeytan girmiş bir rahibeyi, insanlar üzerinde deney yapan manyak bir doktoru görmek istiyorsanız ikinci sezonunu şiddetle öneririm.


10. Penny Dreadful (2014-2016)

Dorian Gray ve Victor Frankenstein'ın Viktoryen Londrasındaki maceralarını izlemek isterseniz sizi buraya alalım.


11. Ash vs Evil Dead (2015- )

Evil Dead'i sevdiyseniz buyrun size dizisi.


12. Scream Queens (2015- )

Şımarık genç kızlar, aptal kolej çocukları, klişeler ve saçmalıklarla dolu bu diziyi izlerken inanılmaz bir zevk alıyorum. Emma Roberts torpillisin ama seni yine de seviyorum


13. The Exorcist (2016- )

Bir başka film uyarlaması. Bir başka güzellik.

İyi güzel bir sürü şey izleyeceğiz fakat ne okuyacağız? Korkmayın dostlarım onun cevabı da bende.



1. Frankenstein - Mary Shelley (1818)


2. The Legend of Sleepy Hollow - Washington Irving (1820)


3. The Complete Stories and Poem - Edgar Allan Poe (1849)


4. The Strange Case of Dr. Jekyll and Mr. Hyde - Robert Louis Stevenson (1886)


5. The Island of Dr. Moreau - H. G. Wells (1896)


6.  Dracula - Bram Stoker (1897)


7. The Phantom of the Opera - Gaston Leroux (1909)


8. And Then There Were None - Agatha Christie (1939)


9. The Exorcist - William Peter Blatty (1971)


10. Interview with the Vampire - Anne Rice (1976)


11. Pet Sematary - Stephen King (1983)


12. It - Stephen King (1986)


13. The Graveyard Book -Neil Gaiman (2008)

Önermek istediğiniz dizi, film, kitap ya da eleştiriniz varsa sizi buraya alalım

13 Eylül 2016 Salı

Eksik Kalamazdım: Yaz Favorileri

Alara ve Yaprak'ta görünce ben de yapayım dedim. Sonuçta benim neyim eksik değil mi diye düşünürken cevabın HAYRAN KİTLESİ olduğu aklıma geldi ama olsun ben kendim yazar kendim okurum.


Ülkece unutamayacağımız bir yaz yaşasak da 2016 yazı denince benim aklıma gelecek ilk şey STRANGER THINGS olacak. Tam da malum olayların olduğu gün piyasaya çıkan bu harika netflix dizisi beni ülkenin kötü ruh halinden çıkarıp kendi çocuksu dünyasına soktu ve sevgimi kazandı. Başroldeki çocukların sevimliliği, müziklerinin güzelliği, 80ler teması, winona hanımın yaşlanmamasının arkasındaki sır perdesi derken dizi su gibi akıp geçiyor. Hala izlemediyseniz gidin izleyin.


The Night Of'a ise Stranger Things'i bitirdikten sonra başladım gerçi dizinin ilk bölümünü yayınlandığı zaman izlemiştim ama dizinin yavaş akması ve her bölümde yeni detaylar verilmesi yüzünden dikkatle izlersem belki katili tahmin ederim düşüncesiyle binge-watch yapmaya karar vermiştim. İyi ki de bu kararı vermişim her ne kadar oğuz katil kesinliğinde katili bulamasam da tahmin etmiş sayılırım diye düşünüyorum???


Peki bu dizi ne anlatıyor? Aslında bir ingiliz dizisinden devşirme olan bu HBO dizisi ABD'de yaşayan Müslüman bir gencin yanlış zamanda yanlış yerde bulunması sonucu acımasız bir cinayetin baş şüphelisi olması ve önyargılarla dolu amerikan hukuk sisteminde hayatta kalmaya çalışmasını anlatıyor. Açıkçası dünyada islamafobinin hızla yayıldığı şu zamanlarda amerikanın en iyi kanallarından birinde böyle bir dizinin yayınlaması beni çok etkiledi sevgili dostlarım. Gerçekten de insanlık ölmemiş...


Eğer siz de ünlü isimler kavun lordu gamze ve quentin tarantino gibi b film izlemekten hoşlanıyorsanız bu film tam sizlik. Redneckler tarafından öldürülmüş bir köpek balığının hayaletinin intikam almaya gelmesi? HAYATIMDA DUYDUĞUM EN İYİ FİLM FİKRİ. Filmin ikonik sahnelerinden birini hesabımda bulabilirsiniz.


Finding Dory ise HARİKAYDI. Kardeşimle kahvaltı ederken izledik ve kavga etmeden filmi bitirmeyi başardık???? Ne kadar güzel olduğunu siz tahmin edin artık.


Aslında bu yazım o kadar boş geçti ki kendimden utandım. Oysa bol bol film izleyip zaman çarkı serisini bitirmek gibi bir hayalim vardı fakat koca yaz elime kitap bile almadım. Bu yüzden kendimden utansam da bu hatamdan ders almayı ve seneye bu salaklığı tekrarlamamayı umuyorum.


Kendimi zaman çarkı okumaya hazırlasam da ağustos sonunda Throne of Glass serisini okumaya başladım ve çok beğendim. Açıkçası young adult diye pek bir şey beklemiyordum fakat başrolde suikastçı bir kızın olması ilgimi cezbetti ve iyi ki okumuşum diyorum. İlk kitapta aşk üçgeni ve sen seçilmiş kişisin kısmı biraz baysa da ikinci kitaptaki olaylar, sır perdesinin aralanması ve ortaya yeni sırlar çıkması beni çok sevindirdi. Zaten direkt beş yıldız verdim ikinci kitaba. Üçüncü kitapta biraz hayal kırıklığına uğrasam da o da insanı şok eden bir sonla bitince ve Manon diye dünya harikası bir cadıyla tanışmamı sağlayınca seriye devam etmeye karar verdim.


Bu yazın benim için en beklenmedik kısmı oyun oynamaya başlamamdı. Pokemon Go ile her gün yürüyüp kilo vermeme bile şaşırmadım ama Assassin's Creed ve Left 4 Dead'i severek oynayıp & BİTİRMEME çok şaşırdım gerçekten de insan karşısına neyin ne zaman çıkacağını bilmiyormuş fakat çatıdan çatıya atlamayı ve zombi öldürmeyi o kadar sevdim ki anlatamam. Özellikle de cadının ağlaması... Keşke daha önce oynasaymışım :d


Evet birçok elementi gördük birçok elementi tanıdık fakat veda vakti geldi özellikle rusyadaki okuyucularıma iyi geceler diler, kanalıma abone olmayı unutmamalarını hatırlatırım.

ps: sanmıyorum ama eleştirilerinizi(?) buradan yapabilirsiniz.

14 Ağustos 2016 Pazar

Stranger Things: Ona Bir Oda Ver Baba Gidecek Hiçbir Yeri Yok

Şu an bunu dinliyor ve ağlıyorum biliyor musunuz? Günlerdir bu dizi hakkında konuşuyorum, iki kez binge watch eyledim (bu terimi türkçeye nasıl kazandıracağımı bilemedim) fakat diziye olan sevgim azalmadı azizim o kadar güzel ki...

Öncelikle bu dizinin bir korku-gerilim dizisi olduğu fikrini kafanızdan atın. Yok öyle bir şey. Ben ki ortadoğu ve balkanların en korkak insanı ünvanını yirmi yıldır elimde tutuyorum ilk bölümde boş bulunup korktuğum jump-scare dışında HİÇBİR sahnede korkmadım. Siz de korkmazsınız. Hatta diziyi evde tek olduğum üç günlük süreçte geceleri izlemiştim ve korkmamıştım siz rahatça izlersiniz.


Şu sevimliliğe bakar mısınız? Böyle çocukların olduğu bir diziden nasıl korkabilirsiniz ki?

Dizinin en çok eleştirilen yönü ARAK olması ki cidden inanamadım bu yoruma. Tarantino yapınca üstad yine döktürmüş ama duffer kardeşler yapınca tü kaka öyle mi??? 

Benim diziyi bu kadar sevmemin en büyük sebebi arkadaş grubu olayıydı bayılıyorum böyle bisikletleriyle dünyayı kurtarmaya çalışan geek veletlere. Dünyanın en güzel konsepti olabilir ki bir de çocukların oyunculukları muhteşemdi cidden hiçbiri sırıtmıyordu ki zaten sette hemen arkadaş olmuşlar çok özendim, keşke beni de alsalar aralarına.

hayali arkadaş grubum

squad golü değil de ne?

Dizinin sevdiğim ikinci yönüyse MÜZİKLERİ. allahım HA Rİ KA gerçekten kaç gündür should i stay or should i go diye dolanıyorum evin içinde 10/10.

Dizinin bir başka güzel yanı da atmosferi ve sinematografisiydi. Kendimi 80lerde gibi hissettim. Her ne kadar o zamanları görmemiş olsam da yalnız bir çocukluğun verdiği dizi&film kültürüyle 80lere doyduğum ve o zamanların klişelerine de iyice hakim olduğum gerçeğini inkar edemeyeceğim. 

Şimdiyse hepinizin merak ettiği kısıma geçiyoruz? Bu dizi imdb puanını hak ediyor mu? Ben bu yazıyı yazarken yani 01:08 sularında dizimiz 9.0 puanla 23.sırada. House of Cards, Seinfeld, Twin Peaks, OZ, Six Feet Under gibi efsaneleri ve bu yazın en iyi dizisi The Night Of'u arkada bırakmış. Bu konuda biraz çekimserim açıkçası. Konusuyla olmasa da atmosferiyle, müziğiyle daha da önemlisi verdiği nostalji duygusuyla dizi insanı içine çekiyor ve izleyen çoğu kişinin binge-watch yapmış olması da tesadüf değil gibime geliyor. Puanı  8lere iner fakat daha da düşmez çünkü kesinlikle overrated değil. (evet hem kalın hem italik hem de altı çizili çünkü birtakım denyolar böyle şeyler söylüyor dizi için)                  
Peki dizinin hiç mi kötü bir yanı yok? Var ama SPOILER. Gerçi spoiler olmayan bir takım şikayetler de yok değil hadi objektif bir insan olduğum için burada onları da paylaşayım. Bazı insanlar dizideki çeşitliliği az bulmuş çeşitlilik derken siyahi, latino, asyalı insan eksikliğine ve lgbt temsilinin olmaması hoşlarına gitmemiş açıkçası her dizide bu tarz şeyler olmak zorunda değil her konuda  mesaj vermeye çalışılan dizilere ne olduğunu da gördük.                                                           
*********spoiler*******
  • Barb'ın aşırı çabuk harcanması??? Cidden mi??? Bir kez de izin verin şu dizilerde çirkin geeklerin yaşamasına BİR KEZ.                                                                        
  • Nancy'nin içinde bulunduğu aşk üçgeni illuminati üçgeninden beter gerçekten Jonathan ve Steve ikisi de fuckboy ama Jonathan hisli fuckboy kendisini çok garip ve akıllı hissediyor ama utanmadan milleti röntgenlemeyi biliyor GERÇEKTEN Mİ? Tamam sana evlenme teklif etmiş olabilirim ama bu davranışını hiçbir şekilde mazur göremem. Steve ise fuckboyluktan düzgün boyluğa adım atacak gibi  ama kesin Jonathan için terk edilecek. Yazık...                                                    
  • Eleven'a yardım eden amcaya da çok üzüldüm ama malesef ölmek zorundaydı.....      ,
  • Lack of diversity eksikliğine katılacağım bir nokta Dustin ve Lucas'ın ailesinin hiç  gözükmemesiydi açıkçası. Hem insanın mantığı da almıyor yani bu çocukların anası babası yok mudur kardeşim bari bir saniyeliğine falan gösterseydiniz.                                          
  • Dizide eksik kalan başka yerler de vardı fakat onların ikinci sezonda cevaplanacağını  düşündüğüm için buraya yazmıyorum.                                                                                                
Evet bir çok elementi tanıdık bir çok elementi gördük şimdi geldik en civcivli bölüme yazıyı nasıl bitireceğime. Açıkçası hiçbir fikrim yok umarım diziyi izler ve beğenirsiniz diyor, izleyip de buraya geldiyseniz de gözlerinizden öpüyorum. Diziyi beğenmeyenleri de allaha havale ediyorum.

edit: yazıyla ilgili yorumlarınızı yorum kısmına ya da buraya bırakabilirsiniz.